"BABAM"’, Bir gün çıkıp da gelirsen…

Kayıt Tarihi: 19 June 2020 Yazar: Merve Nur Uçar

Bazen yük olur insan insana.

Yâda onun için gösterdiği an zaman kaybıdır.

Hatta gösterdiği çaba eziyet bile olur.

Aslında yük bildiğine, yıllar evvel emanet edilmiş olduğunu bilip, ahde vefa olmalı insan.

Baba ve anasını yük değil, emanet bilip, emaneti en az kendisi kadar memnun etmeli.

Of bile dememeli.

Sözcüklerle incitmemeli.

Aksine kelimelerle onların yüzünü, tebessüm ve memnuniyetle süslemeli.

Bir annenin yâda babanın ahını alma. Ki, alacağın en zararlı karşılık budur dünyada.

"Tarih tekerrürden ibarettir" kaidesi ile dün sana emanet edilen sevgi, şefkat ve merhamet, bugün sahibine verilmeli.

**********************************************

Birde özlem duyanlar vardır.

Yaşanmış ama bitmiş.

Acı bir tebessümle anlatılan hikâyeler.

Hatta kimilerinin anlatacak kadar bile hikâyesi yoktur.

Acaba der; Babam hayatta olsa nasıl olurdum? Daha mı mutlu? Daha mı güçlü? Yoksa daha mı güvende olurdum?

Bu soruyu anne ve babasını yük bilene sorsan, senin mi acın hafifler, yoksa onlar mı acı çeker?

Vicdan ve pişmanlıkla…

**********************************************

Hala Can bedende ve nefes alıyor iken.

Tenler soğumadan ve hâlâ sıcak iken, kıymet bilmeli değer verilmeli.

Özlem başlanmadan, varlığı yaşamalı insan.

Yaşam tek bir güne sığmamalı,

Hayat devam ettiği sürece.

**********************************************

Zira midemiz yıl da bir defa acıkıp beslenmeye ihtiyaç duymuyor. Her gün belli zaman aralıkları ile ihtiyacını alıyor ya da veriliyor. Evet, midenin ihtiyacı her gün karşılanıyorsa, ruhun ve gönlün de karşılanmalı. Dolayısı ile anne ve babanın da.

Anne ve babalar yılda bir defa evlada ihtiyaç duymazlar.

Her an onların iyiliği ile beraber iyiliklerini de hissetmek isterler. “Yeter ki iyi olsunlar” der ve eklerler “gelmese de olur”. Ama hep cam kenarında perdeyi aralayıp beklerler. Kapı çaldığında onlar mı deyip sol yanını tutarlar. Anne ve Babalar.

**********************************************

Bugün Babalar Günü.

Ama her günümüz onlarla olsun.

Ben eksik kalan evlatlardanım.

Küçük yaşlarda kaybettim babamı.

Uzun bir hikâyem yok babamla bana ait.

Fakat kısa ama öz bir hikâyem var.

Bugün ve bundan sonraki günlerde olmayacak yanımda.

Ama ben her gün ona ait anılarımı tekrar edeceğim.

Unutmamak ve yaşatmak adına.

**********************************************

Özlemle andığım babam için 02.03.2019 tarihinde kaleme aldığım şu satırları siz değerli okurlarımla paylaşarak yazımı sonlandırmak istiyorum.

’Ruhumun ve hayatımın kart postalını çizmek istesem; Bir çölde kollarını bana açıp ona sımsıkı sarıldığım babamı çizmek isterdim. Her ne kadar güçlü olsa da, savunmasızca benim masumane sevgime, teslim olan babamı çizmek isterdim.
Yer çorak, gök alabildiğine yeşil.
Her yerde vaktine kurulmuş insan ve gürültüsü! Siz duyuyor musunuz?

Ben babamın kucağında sadece onun kalp atışını duyuyorum.

Her ne kadar harabelerde olsam da, ben babamın kucağında, en büyük kalede yasıyorum.
Yeşil göğe merdiven dayadım. Babam bir gün çıkarda papatyalardan taç yapıp beni papatyalar prensesi yapar diye...
’’

Hala nefes alan babaların babalar gününü kutlar ahirete intikal etmiş tüm babalara Allah’tan rahmet dilerim. Mekânları cennet kabirleri cennet bahçelerin den bir bahçe olsun.

 
Daha iyi bir kullanıcı deneyimi için tanımlama bilgileri kullanır. İzin verir misiniz?

Telefon: 0532 268 05 48

E-Mail: info@kilithaber.com