Yarım kalan insanlar vardır;
Özünde, ta derinler de çocuk yanını saklayan insanlar.
Aslında hep yarım kalan çocukluğunu korurlar.
Lakin bazen buna da güç yetiremez, koruyamazlar.
Çünkü O çocuğu fark eden dev insanlar;
Ezer!
Masumiyeti de, insanlığı da.
Yarım kalan insanlar vardır;
Tıpkı kozasından erken çıkartılıp, tırtıl kalmaya mahkûm edilen kelebekler gibi.
Yâda; kabuğunda olgunlaşmayı bekleyen, güneşin altında yanmaya razı olan ve dalından erken kopartılarak ham kalmaya bırakılan meyveler gibi.
Yarım kaldı insanlık;
Bir anne ve babanın yavrusunun canına el uzatıldı.
Mükâfatına şehadet, cezasına vatan haini dendi.
Bir anne ve babanın yavrusunun mahremiyetine el uzatıldı.
Adına kadına şiddet, edene namussuz dendi.
Kâinat dedi ki; “insanlık yarım kalınca insanı yarım ettiniz, eksik bıraktınız.”
Kâinat;
Küstü, virüs peyda oldu.
Öfkelendi, deprem yıktı.
Sitem etti, gök ağladı.
Tüm İnsanlar değil bazı seçilmiş yüce insanlar; kâinatın öfkesinden korktu, sitemini hissetti, barışmak için vicdana, merhamete geldi.
Kulağı küpeli, kolu dövmeli adam, avuçlarından tas yapıp bir köpeğe su içirdi.
Siz ona serseri dediniz biz “insan” dedik. Yarım değil tam “insan”.
Adı karınca besleyen adam olarak anılan insan tanıdık.
Her gün karınca yuvasına ekmek kırıntısı bırakan. Bu insanı tanıyınca onun merhametinden kâinatın merhametini hissettik.
İnsanlık yarım kaldı.
İnsanlık tamamlanmak için adım attı.
Kimileri de çelme taktı.
Velhasıl insanlık ikiye ayrıldı. Hayvan dan aşağı, melekten ala…
Değil mi ki hayvan bile fıtratını bozmadan hizmetine devam eder.
Hatta Hizmet ettiği bazı insanlar kendinden aşağı bir mahlûk olmasına rağmen.
Peki, insanı esfeli safiline yani hayvandan aşağı olmasına neden olan nedir?
Bu sorunun pek çok nedeni vardır dolayısı ile cevabı da.
“Öfke, kibir, bencillik, inat, açgözlülük daha pek çok şey. Biz kısaca nefis diyelim.”
Nefs nedir sorusuna ise Mevlana hazretlerinin güzel bir vecizesi ile cevaplayalım:
“Nefs bir puttur, eyle dikkat nefsine. Kır; o puttan doğmasın, bir put yine.”
Yarım insanı, tam insan edebilmek adına Mevlana hazretlerinin tavsiyesi ile yazımızı noktalayalım:
"Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen nefsini yakadur."
Muhabbetle kalın…