Güneş her gün doğar ve batar.
Güneş batmaz ise ay nur olabilir mi? Ya da yıldızlar gökyüzünün incileri olabilir mi?
Sıradan olan fakat hakikatte varlığını yitirdiğinde, elzem olan ne çok nimet ve lütuf var.
Tabiatın kanunu ne çok adil.
Nimetin ve Lütfun gitmesiyle çoğu kez ceza gibi görünen durum aslında onun lezzetini ve ehemmiyetini fark etmemizle ortaya çıkan o anki hazdır, gerçek lütuf. Bizlere şu düsturu gösteriyor her şerde bir hayır vardır.
Değil mi varlığı ile lezzet alamadığımız o lütufların gitmesi ile ardında bıraktığı lezzet gibi.
Yere attığımız ne çok meyvenin çekirdeği, geleceğin meyve veren ağaçları oldu. Sen çöp der atarsın, yer onu nimet bilir bağrına basar, büyütür.
Farkında olmadığımız ne çok meyve veren ağaç bıraktık ardımızda.
Aslında Bu günlerde Sitem ederken, geçmişte kader kapını çaldığında aralamadığın o lütuf var ya hani, şimdilerde başkalarının dalında.
"Geçmiş geçmişte kaldı geleceğin geleceği bir muamma o halde yasadığın andır hayat " diye bir düstur vardır. O halde anın içindeki çekirdekleri geçmişe ah vah ederek kayıp etmeyelim. Meyve verir mi ki diye de bir vesveseye kapılmayalım. Tedbiri, an dediğimiz zamanda alıp şimdi ve sonrasında teslim olup tevekkülle sarıldığımız da gelecek günlerin meyvesini toplamak için sabır dikenine tutunalım.
Unutmayalım kıymetli olan korunur en az dikenle. Kıymete layık olabilmek için ise önce kanatmadan kanamayı öğrenelim.
Meyvenin köküne dökülen kan dediğimiz o sabır anı, belki!
Kim bilir o lütfun rahmet kaynağı olur.
Belki günler geçer, belki haftalar hatta aylar yıllar, ama bil ki o çekirdek bir gün filiz verecek ve sen o ağacın altında hem dinlenip hem de meyvesinden nasipleneceksin.
Dedim ya yeter ki sabredip atalarımızın dediği gibi "kan içerim kızılcık şerbeti içtim diyerek" ...
Yarının meyvesini tadabilmek koklaya bilmek için, bugünden sahip olduğumuz çekirdekleri umutla ekip yarını sabırla bekleyelim...
Muhabbetle kalın...
Telefon: 0532 268 05 48
E-Mail: info@kilithaber.com