Sayfalar boş,
Sözcükler tükendiği için değil elbet.
Her sözün yeri ve muhatabı vardır.
Bunca zaman yer "ayna"
Muhatap; aynaya sirayet eden ben oldum.
Sözcükleri arkamdan duymamak için yüzüme söyledim.
Söylediklerimden gocunmadım.
Zira elimle tuttuklarım avuçlarımdan kaydı.
Yüreğimle tuttuklarım toprak oldu.
Gözüm ile tuttuklarım kalplerinin karanlıklarına büründü.
Ya kulağım ile tuttuklarım?
Lal oldu.
Ruhum ile tuttuklarım!
İki kanadı olmayan bana, dal oldu.
Beklediklerim el
Beklemediklerim nefes oldu.
Ben yanıldım, onlar ise yabancı oldu.
Dünya bu, Yusuf değilim ki kuyu saray olsun.
Hacer değilim ki, abı hayatım zemzem olsun.
İbrahim değilim ki, beni yakan imtihan ateşi, bahçem olsun.
Okuduklarınız naz ya da sitem değil!
Anlayana "Ortak olmak"
Sevince -Acıya.
Kâra-zarara
Gönülde, çiçek yemiş veren dalları kırmayalım zira
En sevdiğim insan derki:
"Dilleriyle insanları kıranları, ibadetleri temizleyemez "
Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve selem.
Penceremize konan kanadı kırık serçenin diğer kanadını da biz kırmayalım.
KİRLENMEYELİM!
Yüreğimize konanlara kapılarımızı açıp merhem ya da kanat olalım.
Bir olalım, tek olalım.
Toplumun düzeni için konulan sıla-i rahim kuralını ihlal edip, akraba iken akrep olmayalım.
Şayet Cennet bahçesinde görmek istiyorsak kendimizi ve sevdiklerimizi.
Unutma!!!
Dünya tarla,
"EK CENNETİNİ".
Burada el ettiğin cennette komşun olur mu?
Burada ahiret kardeşim dediğin cennette sana ırak olur mu?
Dedim ya dünya tarla.
"EK CENNETİNİ "
İş işten geçmeden, tenler soğuyup gözdeki perde çekilmeden.
Aman ha Son anda istenilen helallik, son anda edilen iman gibi olmasın.
Ne kadar kabul görülür?
Allah'u alem
Vaktinde helal bir iletişim kuramadıktan sonra.
Hanelerimiz cennet bahçesi
Sofralarımız cennet sofrası
Dizimizi dizine, yüreğimizi yüreğine dayadıklarımız cennet komşumuz olsun.
Sonsuz âminler bu yazının son noktası olsun.