Sağlıklı, mutlu, başarılı, huzurlu ve sevgiyle dolu şekilde yaşlanabilmek;
Hayatın insana sunabileceği en büyük armağanıdır…
Bazı insanların da bu dünyada ulaşabileceği en büyük zaferidir…
Bu güzelliği elde etmeyi başaran kişi
Kendiyle gurur duymalı, sevinmeli;
-Başardııııııımmmmm diye mutlu olmalıdır…
Çünkü beden ve ruh olarak sağlıklı yaşlanmak;
İnsana mucize güzellikler gösterir;
Her yaşın kişiye sunduğu bir ihtişamı vardır ve de farklıdır;
Ama yaşlılığın en büyük armağanı ise muhteşem bilgeliktir…
Yaşlılık isimli mucizeye ulaşan insan;
Bu güzelliği sevgi, saygı, zarafet, hürmet karşılayıp;
Minnetle kabul etmeli:
Sevinçle kucaklamalıdır…
Hayat isimli bu serüvenin zirvelerine yaşlanarak çıkmayı başaran şanslı insanlardan biri olduğunun farka varmalıdır…
…
Çünkü beden ve ruhsal olarak sağlıklı bir;
Yaşlılığa ulaşan kişide;
Huzur,
Keyif,
Güzellik,
Mutluluk,
Bilgelik
İyi niyet
Yüksek anlayış en güzel bir şekilde gelişmiştir;
Kişi her alanda artık olgunluğunun zirvesine varmıştır;
Hayat deneyimlerinin oluşturduğu muhteşem bilgeliğe ulaşmıştır…
Beden, ruh ve zihin bir bütündür;
Bu bütünlüğünü bir ömrü devam ettirerek;
Sağlıklı biçimde yaşlanma mucizesine kadar sürdürenler;
Herkesin hayranlık duyabileceği;
Çok güzel, çok ve anlamlı bir armağan olan yaşlılık gibi;
Çoğu insanın hayalini bile kuramadığı büyük bir güzellikle ödüllendirilmiştir…
Sağlıklı biçimde yaşlılığa ulaşanlarda;
Karakter ve zihninin asla yaşlanmadığı;
Bilimsel olarak da saptanmıştır…
Aslında yaşlılık bilinci;
Ta çocukluk, gençlik, yetişkinlik, ebeveynlik döneminde başlayarak şekilleniyormuş…
Yaşlanmak aslında hayat isimli serüvendeki olgunlaşmanın muhteşem ve ele geçirilemez zirvesidir…
Çünkü yaş aldıkça akıllı insan her alanda bilgeleşip, olgunlaşıyor…
Bilimsel olarak belirlenen başka bir gerçekte şu;
Hayat doğum, çocukluk, gençlik, ergenlik, olgunluk ve yaşlanmadan da ibaret değildir…
Çünkü çağın getirdiği yeni imkânlar;
Kişinin ulaştığı ölümsüz bilgilerle hayat her zaman kendini durmadan yeniliyor…
O nedenle yeni nesil yaşlılar olarak;
-Yaşlıyım diye bir kenara çekilmeyin;
Hayatın sunduğu ve sunacağı hiç bir konforunuzdan ve hobinizden asla vazgeçmeyin…
Ayrıca;
Yaşlılığın göreceli olduğu; kişiden kişiye sürekli farklı değerlendirildiği de artık biliniyor;
Adananın ünlü politikacılarından Kasım Gülek; evinde yaptığım bir söyleşide bana şöyle demişti;
-Ben 18 yaşında nice yaşlılar;
-90 yaşında nice gençler gördüm…
Çünkü zihnimiz ulaştığımız her türlü bilgiyi ve düşünceyi;
Alıp ustaca dokuyor;
Bilinçaltımız tam bir mimar, tasarımcı ve heykeltıraş olarak hayata bakışımızı A’ dan Z’ ye yeniden sürekli güncelleyip programlıyor…
Eğer karamsar düşünüp; işimizin bittiğini kabul edersek;
Bilinçaltımız bu fikrimizi hemen hayatımıza geçiriyor…
Oysa hayata sımsıkı sarılıp;
Her yaşın sunduğu sayısız güzellikleri;
Olumlu şekilde düşünerek dolu dolu yaşamalıyız…
Yeni nesil yaşlı olarak;
Mucize olan hayatımızın bize sunduğu ve sağlıklı biçimde ulaştığımız yaşlılığımızın;
Sağladığı üstünlüklerimizi daima onurla sergilemeliyiz…
Örneğin altmış beş yaşındaki insan;
-Kişisel sorunlarını çözme;
-Gelecek planlarını kusursuzca yapma;
-En doğru kararı verme;
-Deneyimler sonucu;
-Yaratıcı fikirlere dayanarak;
-Başka insanları yönlendirme konusunda en verimli dönemine ulaşıyor…
Yaşlılığımızı sağlıklı olarak sürdürebilmemiz için;
Her koşulda iyimser düşünüp doğru kararlar vermek;
Kadim ve çağın getirdiği her bilgiyi alıp kullanmak;
Daima okumak ve olumlu düşünmek gerekiyor…
Yeni nesil bilinçli ve yaşlı kişilerin;
-Fikir almak, fikir vermek, hem yalnızlığı öğrenmek hem de sosyalleşmeyi başarması gerekiyor…
Kişi olumlu düşünmeye devam ettiği ölçüde;
Genç kalabildiğini anlaması gerekir…
Eğer sürekli güzel, soylu, iyi olan şeyleri düşünürsek;
Nüfus cüzdanınızdaki yaşımızdan bağımsız olarak;
Ruhsal açıdan genç kalabiliriz…
Bu konuda tıp şöyle diyor;
-Hangi yaşta olursanız olun; hayatla ilginizi asla kaybetmeyin…
-Hayal kurmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin…
-Hayatın yeni gerçeklerine karşı ilgili olup açlık çekin…
-Keşfedilecek yenidünyalar aramaktan vazgeçmeyin…
-İlgi alanlarınızı daima açık tutun…
-Merak pencerelerinizi yaşamın her türlü sunumlarına açık tutun…
-Güneşin, evrenin yeni gerçeklerin daim hayatınıza ve ilhamınıza girmesine izin verin…
-O zaman ancak bu şekilde genç ve canlı olursunuz…
-Altmış beş yaşında olgunluğun zirvesine ulaşan kişinin;
İnsanlara verebileceği çok şeyi vardır…
-Genç nesle yardımcı olabilir,
-Öğütler verebilir,
-Yol gösterebilirsiniz…
-Her zaman ileriye bakabilirsiniz…
-Hayatın bilinen ve bilinmeyen;
-Kıyıda köşede kalmış olan güzelliklerini keşfetmekten asla vazgeçmeyin…
Örneğin;
-Gönüllü kuruluşlarda çalışmak,
-Yabancı dil öğrenmek,
-Müzik aleti çalmak,
-El işlerine yönelmek,
-Bahçede çalışmak,
-Alış-verişini kendisi yapmak,
-Balık tutmak,
-Resim yapmak,
-Takı tasarlamak,
-Galerileri-müzeleri gezmek,
Sinema ve tiyatroya gitmek,
-Seyahate çıkmak,
-Sevdiği bir şeyin koleksiyonunu yapmak,
-Model uçak, model araba yapmak,
-Sosyal medyayı kullanmak,
-Mektup yazmak vs…
Hayatın her anından yeni şeyler öğrenmeye çalışırsanız;
Zihninizin genç kaldığını görebilirsiniz…
Emeklilik hayatınızdaki;
Yeni bir girişim,
Yeni bir yol,
Uzun bir rüyanın gerçekleşmesinin başlangıcı da olabilir…
-60’lı yaşlarda üretemediklerimizi;
-80 yaşında üretebiliriz…
Çünkü her geçen gün yeni fikirleriniz ve ilgi alanlarınız sayesinde;
Bilgelik, hayat, evrene dair görüş ve anlayış açısından gelişmekteyiz…
Her daim bilgiye açık olun;
Devinim, değişim, dönüşüm, başkalaşım konusunda sınırlarını aşın…
Çünkü ne düşünürseniz siz osunuz unutmayın…
Her insan bir mucizedir;
Sağlıklı ulaşılan her yaşlılık hayatın insana sunduğu en büyük armağandır unutmayın…
Telefon: 0532 268 05 48
E-Mail: info@kilithaber.com