Yaşama ve Yaşlanma Sanatı

Kayıt Tarihi: 27 August 2022 Yazar: Abdülkadir Kaçar

Hayat sahnesine çıkan-çıkartılan

Her insan doğal olarak yaşar...

Dede Korkut hikâyelerinde;

-KABURLAGALI HER CANLI

BÜYÜR GELİŞİR der...

...

Hayat isimli bu sahnede,

Yaşamak sanatların en güzeli,

En muhteşemi ve en incesidir...

Ama yaşlanmayı başarmak,

Ondan da daha ince ve önemlidir...

...

Akıllı bir insan diyor ki;

-YAŞLI OLMAYI PEK AZ İNSAN BAŞARABİLİR...

...

Bilgece yaşlanmayı başaran insanın,

Hayat deneyimleri diğerlerinden çoktur,

İnanılmaz dersler almıştır deneyimlerinden...

Zaten doğal olarak da,

Aklını kullanan her insan

Unutamayacağı, dersler almalıdır...

...

Çünkü başarıyla ulaştığı,

Ve değerlendirerek aştığı her yaşı,

Onun omuzlarında hayat serüvenini

Başardığının birer onur yıldızıdır...

...

Başka bir boyuttan bakarsak;

Bedenen yaşlansa bile her insan

Ruhen daima gençtir ve hayalleri,

Umutları sadece ölünce biter..

...

İleri yaşlarda insan;

-AK BİR SAÇIMIZ, FAKAT

YAŞLANMAYI İSTEMEYEN

BİR KALBİMİZ VARDIR, sözcünü

Daima tekrarlar...

...

Genç yaşta ölenleri düşündüğümüzde,

Yaşlanmayı başarmanın ne büyük

Bir erdem ve ulaşılması olanaksız

Bir armağan olduğu anlaşılır...

...

Sonuç olarak;

Aslında ihtiyarlık denen şey,

Beyaz saçlardan

Yüzdeki buruşukluktan

Daha çok, artık

Oyunun oynanıp bittiği,

Sahneyi başka insanlara

Bırakma zamanının geldiğini,

Hissettiren bir duygudur...

...

Başka bir boyuttan bakınca;

Yaşlı insan;

-NEYE YARAR? diye düşünür...

Bu onun için tehlikeli bir inançtır...

-MÜCADELE ETMEK NEYE YARAR?

Dedikten sonra bir gün,

-EVDEN ÇIKMAK NEYE YARAR?

Daha der ve daha sonra,

-YATAKTAN ÇIKMAK NEYE YARAR?

Dediğinde ölümün kapısını kendine açan

Şu sözleri söyleyecektir;

-YAŞAMAK NEYE YARAR?

...

Şimdi buradan da anlaşılıyor ki;

İhtiyarlamak tam bir sanattır,

Bazı ümitleri korumak,

Kaybetmemek en ince sanatı olacaktır...

Bunun için ihtiyarlığı doğal haliyle

Tanımlamak ve anlamak gerekir...

...

Bir Afrika gezgini, etrafındakilerden

Bıkmış şefin kendine yalvararak;

-BANA BİRAZ BOYA VER,

SAÇLARIMI BOYAYAYIM;

EĞER ONLARIN KIRLAŞTIĞINI

GÖRÜRLERSE BENİ ÖLDÜRÜRLER

Dediğini anlatır...

...

Yine Güney denizlerinde yaşayan

Bazı kavimlerde aile kendi yaşlılarını,

Bir Hindistan cevizinin üstüne çıkartır,

Sonra ağacı kuvvetlice sarsarlarmış,

Eğer babaları ağaca tutunabiliyorsa

Yaşama hakkı varmış;

Eğer düşerse hüküm verilmiş ve

Ölüm karar uygulanırmış...

...

Eski Çin de ihtiyarlar büyük

Bir şefkatle sevilirmiş,

Çinliler;

-SAÇLARI AĞARMIŞ BİR ADAMIN

SOKAKTA YÜK TAŞIDIĞI GÖRÜL-

MEMELİ, derlermiş...

Ana-babaya iyi bakıp saygıyla davranırmış...

Ana baba ölürken başında bulunmamak

Büyük felaket sayılırmış...

...

Bizim inancımıza göre,

-ANNE BABAYA ÖF bile denilmemelidir...

...

İnsanlık tarihi inanılmaz şekilde,

Çok ilginçliklerle doludur...

Önemli olan sağlıklı yaşlanmayı,

Hayatı bir sanat haline getirmeyi,

Bilgece yaşlanmayı başarmaktır,

Kimseye muhtaç olmayacak şekilde,

Geçim kaynaklarını,

Gençlik döneminde çok

Çalışarak oluşturmaktır...

-GENÇLİĞİNDE TAŞ TAŞI;

İHTİYARLIKTA YE AŞI der bir özdeyişimiz...

...

Ben de bir özdeyiş denememde şöyle demiştim;

-GENÇLİKLERİNDE ÇALIŞMAYANLARI,

BİRİKİM YAPMAYANLARI YAŞLILIK SOKAKTA

BEKLER...

Daha iyi bir kullanıcı deneyimi için tanımlama bilgileri kullanır. İzin verir misiniz?

Telefon: 0532 268 05 48

E-Mail: info@kilithaber.com