Masadaki Şahsiyet(ler)

Nerede durduğumuz, nelere değer verdiğimiz bizi geleceğe hazırlar ki bu gelecek oluşturduğumuz değerler silsilesiyle gelişir, olgunlaşır.
Bir kişilik yani şahsiyet oluşturur.
Bu insanlarda şahsiyet olarak ifade edilirken şirket, parti vb. kurumsallaşma olarak karşımıza çıkar.
01 formülü bunun en somut örneğidir.
Baştaki bir, sizin şahsiyetinizi gösterir.
Sıfırlar ise sizin paranızı, mevkinizi, makamınızı vb. ifade eder.
Baştaki biri silersek geride sadece sıfırlar kalır.
İşte o bir olmadığında siz artık bir metaya dönüşürsünüz.
Herkes için savrulacak bir yaprak, kullanılacak bir eşya olursunuz.
Çünkü olaylara bir etkisi olmayan, sizden istenileni, sorgusuz yapan özgür bir köle olursunuz.
Küsersiniz, masayı dağıtırsınız.
Bunu neden yaptığınızı anlamasanız da birileri size gelir ve kararınızın tam tersini yapmanızı söyler.
Dağıttığınız yere hiçbir şey, yokmuş gibi nedensiz geri dönersiniz.
Çünkü bir değerler silsileniz yoktur.
Çıkarlar silsileniz vardır.
O çıkarlar açgözlülüğünüzü bir nimetmiş gibi ortaya çıkarır.
Anadolu tabiriyle "yağmur nerede tarla orada" anlayışı şahsiyetinizi çöpe attırdığı için sizi bir de çöpe dönüştürür.
Kişilik diye de ifade edebileceğimiz bu kavram temelde varlığımızın da yegane gerekçesi olmalıdır.
Bu kavramla ihtiraslarımıza ket vurabiliriz.
Bu kavramla adaleti, huzuru bulabiliriz.
Bu kavramla insan olabilmenin, insanca kalabilmenin ve insanca yaşayabilmenin tadına ulaşabiliriz.
İnsanların bizleri değerli görmesinin aslı şahsiyetimizin varlığıdır.
Unutmayalım ki şahsiyet, kıymete değer katar.
Kıymet sizi maddiyatla ölçer.
Değer ise maddiyattan bağımsız özgünlüğünüzdür.
Dünyaya bakışınız ve dahi dünyanın size bakısıdır.
Kısacası şahsiyet: parayla, makamla alınıp satılmamaktır.
Makamınız ve maddiyatınız için değil değerler silsileniz için önemsenmenizdir.
Kirli bir mendil gibi kolayca vazgeçilmemektir.