Ukrayna’da savaş şiddetli bir şekilde devam ederken Avrupalıların da insana bakış açısı daha da açığa çıkıyor. Savaştan kaçıp Avrupa’ya ve çeşitli ülkelere sığınan Ukraynalılara olması gereken insanlık görevini yerine getirerek sığınmacılara kucak açmışlardır. Bunda ne var olması gerekeni yapmışlar diyebilirsiniz. Evet gerçekten de olması gereken yapılıyor. Fakat yalnızca Ukrayna vatandaşlarına, peki o ülkeye iş için okumak için gelen diğer ülke vatandaşlarına aynı hassasiyet gösteriliyor mu? Tabi ki hayır. Özellikle Afrikalı ve Müslümanları ayırarak onları sınırlarından içeri almayan bir Avrupa görmekteyiz. Açıkça ırkçı politikalarını ve gerçek düşüncelerini gün yüzüne çıkarıyorlar.
Biri çıkıp "Ukraynalıların çocuklarına baktım sarı saçlı mavi gözlü bizimle aynı tendeler. Suriye, Irak ve Afganlara benzemiyorlar. Bunlar Avrupalı" demesi aslında bunlar Hristiyan, yaşamaya hakları var, korunmaya ihtiyaçları var, fakat Müslüman coğrafyasındaki çocuklar savaşın ortasında kalabilir ve ölebilirler. Çünkü bu onlar için bir kazanç kapısıdır. Müslüman kanından beslenen tipik bir Avrupalı zihniyeti Afrikalı insanları da sınırdan almıyorlar. Çünkü onlara köle ve sömürülecek toplum gözüyle bakıyorlar. Onların Avrupa’da yeri olmadığını düşünüyorlar. Hani bir Avrupa medeniyeti diye tutturan kendi gelenek ve medeniyetimizi ayak altına alan Avrupa sevdalılarına da derim ki kendi medeniyetimize sahip çıkalım.
İnsan hakları denilen şey yalnızca yazılan bir metin veya kitapçıktan ibaret olmamalıdır. İnsan hakları öncelikle vicdanlarda yerini almalı ve kalplerde yasalaşmalıdır. Avrupa’nın savunduğu insan hakları yalnızca Avrupalı ve Hristiyan dünyasına hakkıyla hizmet eder. Gerisine ise yalnızca kâğıt üstünde kalan icraata geçmeyen sözde haklar tanır.
Yaşamak yalnızca sarı saçlı ve mavi gözlü çocukların hakkıysa diğer çocukların hakkı ne olacak? Onların yaşamaya hakkı yok. Çünkü o çocuklar Müslüman. O çocuklar siyahi. Eğer medeniyet buysa, insanlık buysa, insan hakları konusunda dünyaya ders veren bunlarsa biz almayalım. Bizim insanlığımız, bizim insana verdiğimiz değer, bizim toplum ve dünya insanına bakış açımız vallahi Avrupa’ya ve Avrupalılara birkaç beden büyük gelir.
Yeter ki biz bir olalım. Kendi özümüzde medeniyetimizden sapmayalım. Bizim inancımızda geleneğimizde renk, dil ve ırk fark etmez. Allah’ın yarattığı her canlı kıymetli ve değerlidir. Savaşların olmadığı, saç rengi, göz rengi ne olursa olsun insan kanının birkaç ülkenin çıkarları uğruna akmadığı bir dünyada olmamız dileğiyle hayırlı haftalar diliyorum.