Caddeler kalabalık, gözlerimi kapatıyorum seste kalabalık. Yan masada sade kahve siparişi veren misafir gibi; bende hayata bir sade hayat, duru yaşam sipariş etsem, getirir mi?
Hayat zaten zahmetli, Havaların sıcak olması da cabası. Kaçırmak istiyor insan "kendini” kendinden bazen.
Kendini kendinden kaçırmak!
" insanın kendine vakit ayırmasıdır".
Ya da randevu vermeli yoğun günler arasında.
Çok hızlı akarken zaman, kısa bir mola vermeli. Sonrasında psikolojimiz hararet yapmadan.
Motoru çok ısıtmamalı değil mi? :)
Kaldığımız yerden devam edebilmek, biraz renk katabilmek için sade hayat arada şart. Çünkü sade kahveyi şekerli yapabiliriz lakin şekerliyi sade yapma lüksümüz yok.
Kalabalık insanları da temizlemeli insan arada, değerlileri inci gibi cımbızla yanımıza almamız için,
"Sadeleşmeli".
Hak ettiği değeri neden bulmaz insan?
Bilir misiniz?
Çünkü değer verecek olan; değer bilmeyene değer verir, sana geldiğinde limit dolmuş olur. İşte bundandır yalnızlık isteğimiz,
"İhmalkârlıktan"
Her insana hak ettiği kadar hayatımızda yer verirsek, matematiksel olarak sorun kalmaz ve sayısaldan sözele geçer,
"Arkadaşlıklar dostluklar"
Sonrasında muhabbet kırk yıllık hatıra dönüşür.
"Hatırdan düşmemek için hatırlı insanların yerini ayrı tutalım. "
Duru, sade; dost ve arkadaşlarımız olsun.
..........
Zamanla bazı kıyafetler küçülür ya da büyür, bu bizim fiziksel değişimimizle alakalı. Hayat şartları ruhsal olarakta insanın değişime uğramasına neden olur. Bazen çevremizdeki insanlar bizleri boğar gibi olur, çünkü küçülmüştür.
Ya da biz küçük geliriz ona, iki günü eşit olan tek düze insan olduğumuz için.
Hadi kendini duymak için kendini görmek ve hissetmek için bir randevu al kendinden. Kısa bir mola hararet yapan öfkemizi dindirir. Bir de kahve ısmarla kendine sonrasında şeker ilave edecek şekilde.
Duru sade bir yaşam için Rabbim "el-kuddüs” isminle temizle kalabalıkları hayatımızdan.
"Kuddüs" ismi "mottomuz" olsun mu?
An itibari ile..
Muhabbetle kalın...
Ömer özbay
Bu hayatta bukalemun gibi insanlar var.evelki insanlar iki yüzlü tabiri kullanırlardı şimdikilerin 40 farklı yüzü var.insanlari taniyamiyorsunuz.tanimaya çalışsanız da bukalemun gibiler kendilerini size farklı takdim etmesini renk değiştirmesini bukalemun kadar güzel yapabiliyorlar.bu tıp asalaklar size hem madddi hem manevi darbeler vurarak hayatıniza rotüş atabilirler dikkatli olup tedbiri elden birakmamakta fayda var.bu tip insanlar ker kim olursa olsun arkadaş dost akraba isterse eşiniz olsun hakettikleri yere bırakacaksınız ki kendi pisliklerinde boğulsunlar sizide boğmasınlar.yoksa sizi benliğinizden söküp kendi çöplülkerine sürükleyebilirler.bu tıp insanların şerrinden hayasizlğıindan iffetsiz liginden namussuzlugundan rabbim bu ümmeti Muhammedi muhafaza eylesin.onlarida ıslah eylesin buda olmassa yolları cehenneme zümaraya çıksın.
Songul alinak
Harika
Mehmet Tümbül
Harika bir yazı bu üçüncü tekrar okuyuşum. eline sağlık
Nagihan Ürkmez
Tebrikler yine güzel bir yazı olmuş
Hatice Kübra
Nerede şimdi o kaliteli dostluklar. menfaatler devreye girince millet babasını tanımıyor maalesef. Tarifini yaptığınız dostlara selam olsun
Fatma Atasoy
Duru sade bir yaşam her insanın hasretini çektiği bir durum. dualarınıza amin diyerek yazınızı keyifle okudum
Melek Öztelli
Yine harika bir yazı keyifle okudum ellerine sağlık
Tarık Baytemur
tebrik ederim her satırına katılıyorum kaleminize sağlık
İsmail
Mükemmel bir Yazı olmuş