Geçmişte FETÖ yapılanmasının ciddi anlamda kontrol altına aldığı ÖSYM uzun zamandır en güvenilir kurumlardan biri olarak hafızalara kazınmıştı. Ta ki geçtiğimiz hafta sonunda yapılan KPSS sınavında yer alan bazı soruların, Yedi İklim Yayınlarında yer alan sorulara bire bir benzeri olduğu iddiaları, dikkatlerin yeniden bu kurum üzerine çekilmesine neden oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok hızlı bir şekilde önce iddiaların merkezinde ki ÖSYM ve Yedi İklim Yayınları hakkında soruşturma başlatılması talimatını verdi. Ardından soruşturmanın selameti için ÖSYM Başkanı Halis Aygün'ü görevden azletmek suretiyle konuyu ne denli ciddiye aldığını gösterdi.
Gerek KPSS gerekse YKS Sınavlarına yönelik Kaynak Materyal ve Deneme Sınavları hazırlayan yayınlar hepinizin malumu. Bu alanda yüzlerce yayınevi her sene yeni yayınlar dolayısıyla yeni sorular hazırlamak durumunda kalıyorlar. Netice itibariyle her geçen gün onbinlerce soru hazırlanıyor. Ve artık bu soruların bazılarının birbirine benzemesi kadar doğal bir şey yok.
Ancak şunu söyleyebilirim ki Fetö denen alçak yapılanmanın bu ülkeye verdiği en büyük zarar Güven Duygusunun tahrip edilmesi oldu. İddiaların ne denli ciddi olduğu gün gibi ortada.
Cumhurbaşkanı Erdoğan en ufak bir şüpheye yer bırakmadan konunun araştırılmasını istemek suretiyle "Bir tek gencimizin dahi hakkının yenmemesi" noktasında kamuoyunun beklediği açıklamayı yaptı.
Bundan sonrası iş soruşturmayı yapacak olan DDK, Savcılık yani resmi makamlarda. Yazımı hazırlarken önümüzdeki hafta sonu yapılacak olan KPSS Sınavlarının ertelenmesi tartışılıyor idi. Eğer gerçekten belli bir sayının üzerinde örneğin 20 ve üzeri sayıda soru benzer ise sınavın ertelenmesi sağlıklı bir karar olacaktır. Belli ki şüpheli durum nedeniyle KPSS sınavlarının ertelenmesi kararı alındı.
Aksi taktirde binlerce öğrencinin hazırlandığı sınavı zamanında yapmak öğrencilerin ruhsal durumuna olumlu olarak yansıyacaktır. Fakat şüphe altındaki sınava katılmakta travmatik bir durum yaşanmasına neden olabilir.
Temennimiz bunun basit bir soru benzerliği vakası olmasıdır. Aksine bir durumu düşünmek bile istemiyorum. Varsa bir sızıntı operasyonu Şeriatın kestiği parmak acımaz düsturu ile gerekli müdahale yapılmalıdır.
Dava ile ilgili olarak kesin bir ifade kullanmak bu nedenle doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Devletimize ve Hukuka güvenip sabırla soruşturmanın neticelenmesini bekleyeceğiz. Sınavın ertelenmesi açıkçası olumsuz bir durum olduğu hususu ile ilgili olarak şüpheleri arttırıyor.
Keza Hukukta yer alan Masumiyet Karinesini hatırlatmak isterim. Aksi ispatlanmadığı sürece şu anda dile getirilen iddialar bir anlam ifade etmeyecektir. Keza özellikle 15 Temmuz süreci sonrası ülkede dengelerin alt üst olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz.
Özellikle Fetö yapılanmasının yurtdışında ki firari kadrosunun ve Türkiye'de yer alan kırıntılarının Amerika/Avrupa/Soros fonları ile desteklenen bir kitle her fırsatta Türkiye Kamuoyunun Devlete olan güvenini sarsacak provakasyonlara imza atıyorlar.
Maalesef "Tuzun Koktuğu" noktaya geldik. İktidarın ayağını kaydırma adına başta Fetö Artıkları olmak üzere dört koldan saldırı sözkonusudur. Buna mukabil Ak Parti Teşkilatlarının vurdumduymaz ve pasif duruşları Muhalif kesimin ekmeğine yağ sürmektedir. Erdoğan'ın son yıllarda ki yalnızlığı bu meselede yine kendini göstermiştir.
Ben açıkçası buna benzer saldırı ve provakasyonlar bekliyordum. Dikkatinizi çektiyse öncelikle Üniversite Sınavında böyle bir arayışa girdiler ancak sonuç elde edemediler. Özellikle Fetö'nün Artıklarının bu konuda ne kadar dirençli olduğunu bilmenizi isterim. Ülke olarak yolumuz uzun ve sınavımız gerçekten her geçen gün zorlaşıyor.
Bu nedenle devletin tüm kurumlarının deyim yerindeyse gözlerini dört açmaları gerekiyor. Kul Hakkından daha ağır bir şey varsa o da Kamu Hakkıdır!
Devlet Devlet olmanın gereğini yerine getirmek durumumdadır.
Selâm ve dua ile...