Okudukça,
Öğrendikçe,
Düşündükçe,
Gözlemledikçe,
Deneyimi arttıkça,
İnsan inanılmaz şeyle öğreniyor;
Çok derin ve farklı bilgiye ulaşıyor...
...
Bu ilginçliklerden biri de;
Sahibini kendi içinden yakan HASET’ duygusu...
İnanılmaz bencil,
İnanılmaz tahripkâr,
İnanılmaz nefret,
İnanılmaz şekilde kişinin kendine zarar verir...
...
Haset kıskançlıktan daha farklı;
Ve daha yıkıcı imha edici bir duygu...
Örneğin;
Kıskanan insan kıskandığı şey için;
-Keşke onda olan şey bende de olsa, derken;
Haset eden kişi;
-Bende yoksa onda da olmasın der...
...
Haset gibi kötü duygunun esiri olan kişi;
Başkalarının mutluluğuna,
Başkalarının başarısına, üstünlüğüne
Kesinlikle tahammül edemez...
...
Haset duygusunun kölesi insanlar;
Öyle yoğun, öyle kendine zarar veren;
Bir olumsuzluk duygusu içinde yaşıyorlar ki;
Birinin başına iyi bir şey gelmesini istemez...
Birinin başarılı olmasını istemez...
Başkalarının başarısı kendinin başarısızlığıdır...
Başkasının mutluluğu ise onun kesin mutsuzluğudur...
...
Örneğin 30/40 yaşındaki bir haset kişi;
On sekiz yaşındaki yakınının üniversite sınavında başarı elde etmesinden rahatsız olabilir...
Oysa kendi o aşamaları çoktan geçip geride bırakmıştır...
Asla kendini o kişiyle mukayese edilecek durumda değildir...
Fakat içinde bulunduğu bu tahrip edici duygu;
Diğer insanlara yönelik nefret duygusu;
Baskın çıkıp o kişiyi mantıksız davranışlara sevk eder...
...
Ben kendi adıma samimi olarak söyleyebilirim ki;
Haset isimli duygum asla olmadı...
Bu kötü duygu beni kölesi haline getiremedi,
Gerek içinden geldiğim kültürüm;
Gerek okuyup düşünüp elde ettiğim bilgiler,
Gerek meslek yaşamımdaki başarılarım,
Gerek okuma, düşünme, yorumlama, yazmaya;
Kendimi adayıp başarılı olmaya çalışmam konusunda;
Hayatım boyunca kimseye haset etmedim;
Kimseyi kendime rakip olarak görmedim;
Çünkü bu sahnedeki tek rakibim daima kendimdim...
Her alandaki yarışımı daima dünkü kendimle yaptım...
Eğer kendimi düne göre bu gün geride bıraktıysam;
Mutlu oldum, sevindim...
...
Eleştirel olarak bakıp,
Derin gözlemler yapıp,
Doğru yorumladığımızda,
Çevremizde haset insanların olduğunu görürsünüz;
Bu hastalıklı duyguyla yaşamak gerçekten;
İnsanı sürekli çiğneyip tükürür;
Kişiyi acılar denizinde yaşayan ölümü haline getirir...
Bırakın onlar kendi dünyalarının sıkıntılarını yaşasın...
...
Kimseyi haset etmeyin,
Koşullar ne kadar zor olursa olsun;
Bu sahnedeki tek rakibiniz daima siz olun;
Her daima kendinizle başarma konusunda yarışın,
Kendinizi geçip hayat serüvenine;
En nesnel, en olumlu düşüncelerinizle devam edin...
Haset duygusu sizi köleleştirmediği takdirde,
Önünde ve sonunda mutluluk denizlerinde;
Kulaç atacağınızı unutmayın...