Mübarek Ramazan’ı Şerifin son haftasında herkesin Kadir Gecesini aradığı, yine hepiniz gibi bende özel günlerden geçtiğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla hepimiz içerisinde bulunduğumuz bu günlerde ve gecelerinde ibadet etmeye özen gösteriyoruz.
İslam en son ve Hak Din olarak bizlere öylesine güzel mesajlar içeren eşsiz bir mirası, Kur’an-ı Kerim’i ve Pratiği olan Sünneti Seniye’yi bırakmıştır. Sözün özeti dünya hayatının yol haritasını elimize açık ve net bir şekilde vermiştir.
Yüce yaradan bizleri Eşrefi Mahlükat olarak ve Ahseni Takvim ölçüsünde yaratmıştır. Bizi yoktan var eden ve türlü türlü özellikler veren Allaha ne denli şükür etsek azdır. İçerisinde bulunmuş olduğumuz Mübarek Ramazan ayının önemine binaen Şükür konusunda birkaç kelam etmek isterim.
Henüz ana rahminde başlar Şükür ve Sabır noksanlığı. Yeryüzüne geleceğine inanmaz adeta insanoğlu. Oysa görüp görebileceği en güvenli en huzurlu yerin ana rahmi olduğunu bilmez Ademoğlu!
Fani aleme olan bu tutku gerçek alemin dahası Cennetin Biletini almak için gerçek manada bir sınav yeridir. Bizi mükemmel bir şekilde yeryüzüne bırakan Rabbimiz irademiz ile bizleri nefsimize hakim olmamızı tavsiye etmiştir.
Bu nedenle Müslüman Güzel İnsan olarak tanımlanır. Güzellikler salt Hz. Yusuf misali suretten ibaretten değil. Kalbinin ve dahası attığı her adımın söylediği her sözün güzellikler içermesidir.
Tüm bu cömertliğe rağmen kendisini Dünyevi heveslere kaptıran İnsanoğlu sahip olduklarını kaybetmeden Hamd ve Şükür etmesini bir türlü öğrenemedi diyebiliriz. Varlığın kıymetini yoklukta, Sıhhatin Kıymetini Hastalıkta, Dostların değerini yitirdiğimizde ancak fark edebildik.
Sanal bir dünyada yalan Sılai Rahimler ile kendimizi kandırdık. Çevremizde onlarca arkadaş ve dostu ziyaret etmek yerine kendimizi modern cezaevi evlere ve dahası elektronik ortamlara hapsettik.
Öyle ya Derdi ve Dertliyi görmüyorsak sorun yoktu. Oysa Komşusu Aç İken Tok Yatan Bizden Değildi! Ne çabuk unutmuştuk bu kutlu mirası! Artık ne Afrika’da açlıktan ölen çocuklar ne de Akdeniz’in serin sularında ölen bebeler yoktu. Görmüyorduk dahası görmek istemiyorduk.
Varsa yoksa Şatafat içerisinde yaşadığımız evler/arabalar ve sadece maddenin konuşulduğu anlamsız bir hayata kendimizi hapis etmiştik. İşte tam da bu noktada bir dost uyarısına ihtiyaç vardı. Bizlere Yunus’un mısralarını hatırlatan;
“Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki hakkı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil”
Bu güzel dostumuzun tavsiyesi ile ALS hastası olan Yasin ASMA ağabeye bir ziyarette bulunduk. Bedensel hareket anlamında, Gözleri haricinde hiçbir uzvunu kullanamayan bu güzel insan Koca Yüreği ve benim diyen insana ders niteliğinde zekası ile bizlere çok güzel bir ders verdi diyebilirim.
Kuvvetli kalemi ile her daim kamuoyunun vicdanı olarak sosyal medyada ses getiren bu güzel insanın son zamanlarda ne denli ihmal edildiğine şahit olduk. Deyim yerinde ise bir zamanlar odasını Ziyaret Yerine çevirenlerden eser yoktu! Görmüş olduğum tablo karşısında ben kendi payıma gerekli dersi çıkardım.
Bu nedenle bu yazımda özellikle bu güzel insanı tekrardan Kamuoyunun Vicdanı noktasında hatırlatmak istedim. Ziyaret esnasında Yasin Abimiz bana Gözlerini Kapatmadan Göremezsin isimli kitabını hediye etti. Sanki hasta yatağında o değilde biz yatıyorduk.
Ne muhteşem bir sabır ve tevekkül sergiliyordu. Bizi İmanımızdan şüphe ettirecek kadar ağır bir duruş sergiliyordu. Bu güzel muhabbet dolu ziyarette, İbn-i Haldun’un o veciz sözü çınladı kulaklarımda. Coğrafya kaderdir! Sözü…
Bu Kadim Medeniyet mirasına sahip çıkmadığı sürece kaybetmek kader olacaktır. Dostlarınızın size dokunmayan yazılar yazdığı zamanlarda alkışlamak kolaydır. Asıl olan size dokunan yazılar kaleme aldığında durup dikkate almanızdır.
Velev ki böylesine zorlu bir sınav veren Yasin Asma Abimiz bizleri biraz sert eleştirmiş olsun. Ne var ki bunda. Doğru konuşanın dokuz köyden kovulduğu bir zamanda değerlerimize sahip çıkmalıyız.
Yoksa bir gün gelir Allah muhafaza yapmış olduğumuz hataları bize anlatmayacak fena bir devranın dehlizlerinde kaybolup gideriz. Ziyareti benim için anlamlı kılan bir sure ve hatırlatma ile yazıma son vermek istiyorum.
Vel asr.
İnnel insâne le fî husr.
İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav
bil hakkı ve tevâsav bis sabr.
Asra yemin olsun ki,
İnsan mutlaka ziyandadır.
Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.
Selam ve dua ile…
Yasin Asma
Duygulandığım müstesna yazılardan. Kalbiniz gibi tertemiz bembeyaz sayfanızda bana yer ayırdığınız için minnettarım efendim kaleminize yüreğinize sağlık.!