Akıllı bir insan diyor ki;
-Okumak zekânın gıdasıdır...
Başka birisi diyor ki;
-Okuma içimizdeki meçhul âlemin
kapılarını açan bir anahtardır...
...
İnsan yaklaşık,
70 bin yıllık tarihinde;
Yontma, Cilalı taş, Bakır, Tunç devri;
İlk, orta, yeni, yakın çağları geride bıraktı,
İçinde bulunduğumuz,
Bin yıl ise bilgi çağıdır...
...
Bu şu demektir;
Bilgi üreten onu kullanan,
Toplumlar diğerlerine
Egemen olacaklar...
...
Tıpkı sanayi devrimini,
Gerçekleştiremeyen ülkeler,
Diğerlerinin sömürgesi olmuşlarsa;
Bilgi toplumu içinde,
Bu kural aynı şekilde,
Geçerli olacaktır...
...
Nasıl bilgi toplumu olunacak?
Buna verilecek yanıt çok kolay;
Ama ilk basamakta bana göre,
Düzenli ve çok okumak yer alıyor,
Büyük Atatürk’ ün ifadesiyle
Daima çok çalışarak,
Diğerler ülkelerden daha çok üreterek,
Çağın her türlü teknoloji,
Ve iletişim araçlarını,
Üretim ve kalkınma için,
Başarıyla aralıksız kullanarak vs...
...
Çünkü 200 Milyon tür olduğu,
Kabul edilen canlılar içinde;
En üstün özelliklere sahip,
Tek varlık olan insan;
ALET YAPMA, simgelerle
Bilgi oluşturma, geliştirme,
İcat etme, kullanma gibi olağan üstü
Özelliklere sahiptir...
...
Bilgiyi üretmeyi başarma,
Mevcut olanları en iyi kullanma,
Sayısız yolları vardır...
Ama bunların ilk başında
Şüphesiz olarak okuma gelmektedir...
...
Okumayı sözlükler şöyle tanımlıyor;
Okumak; yazıya çevrilmiş,
Bir metne bakarak sessizce çözümleyip
Anlamak, ya da aynı zamanda,
Seslere çevirip araştırma yapmak,
Çalışmak, inceleme yapmak, tartmak vs...
Okumak, tahsil yapmak,
Anlamına da gelmektedir...
...
ASIL OLAN ŞEY;
Evrensel bilgiye ulaşmak...
Ancak çok eski çağlarda,
Bilgiye ulaşmanın yolları sınırlıydı...
İnsanlar, ilkel biçimde,
Birbirleriyle iletişim kuruyorlardı...
Bu gün bilgi kaynakları,
İnanılmaz şekilde,
Çok çeşitlendi,
Ama Bunların başında,
Hiç şüphesiz ki okumak geliyor...
...
Zaten diğer iletişim,
Araçlarıyla da bilgi okuyarak
Elde edebiliyoruz...
...
Ayrıca duygu organlarımızla,
Görsel, işitsel dokunup, işitse olarak
Elde edebiliyoruz...
Örneğin, bilgisayar sistemi,
Sayısız uluslar arası,
Yerel ve ulusal ve yerel
Televizyonlar radyolar istasyonları,
Telefon, internet, internet Cafeler,
Çevrimiçi konferanslar,
Gazete, kitap, yani bilgiye ulaşma,
Kaynaklarımız çoğaldıkça çoğaldı,
Dünya insanlık ailesi artık
İnanılmaz bilgi sağanağı altında...
...
Bu iyi mi? kötü mü?
Yararlı mı? Zararlı mı?
Şu kadarını söylemek gerekir ki;
2500 yıl önce bir filozofun;
-BİLDİĞİM TEK ŞEY HİÇ BİR ŞEY BİLMEDİĞİM, demesi gibi...
İnsan bu gün neyi bilip bilmediğini bilemiyor...
...
Bize düşen görev,
Bilgilere ulaşıp kullanma,
Konusunda çok seçici davranmaktır...
Öncelikle hangi bilgiye,
Tam olarak gereksinimimiz var?
O bilginin ne kadarını istiyoruz?
Bunları çok doğru seçip
Akılcı saptamamız gerekir...
...
Örneğin;
Televizyonu 10 saat aralıksız izlersek,
Başımız döner, neyi öğrendiğimizi,
Neyi öğrenmek istediğimizi bilemeyiz...
...
Düşünmeden, seçmeden,
Aralıksız olarak;
Televizyon izlediniz,
Radyo dinlediniz,
Gazete okudunuz,
Kitap okudunuz,
İnternette dolaştınız,
Hem de telefonla bilgi aldınız...
...
Bu iyi ve ideal bir yöntem değil...
Çünkü neyi öğrendiğinizi bilemezsiniz...
O nedenle, sayısız kaynaktan süren
Bilgi sağanağından
Kendimizi korumamız,
Tamamen seçici olmamız gerekir,
Ne zaman hangi bilgiye,
Nerede ihtiyacımızın olduğunu,
Belirleyip seçici olmamız gerekir...
...
İşin başka bir boyutu;
Türkiye bu gün itibariyle,
Sahip olduğu yaklaşık
Yirmi milyon öğrenci,
Bir milyondan fazla öğretmenle;
Dünyada nüfusunun yüzde,
75 i 35in altında olan çok güzel,
Çok genç bir ülkedir;
En büyük zenginliğimiz
İnsan varlığımızdır...
...
Sadece öğrenci nüfusumuz bile;
Çevremizdeki komşularımız olan;
Yunanistan, Bulgaristan, Suriye,
Gürcistan, Ermenistan gibi,
Ülkelerden daha fazladır...
...
Büyük Atatürk ün;
1928 yılında gerçekleştirdiği,
Harf devrimi sayesinde;
Bu gün okuryazar sayısı yüzde
97’ lere ulaşmış durumdadır...
Hedef kısa zamanda yüzde yüzdür...
...
Türkiye çağdaşlaşma,
Bilgi toplumu yolunda;
Bilgi üretme dünyaya pazarlama,
İletişim araçlarını kullanma konusunda;
Yani medya çağında devasa
Adımlarla ilerlemektedir...
...
Türkiye’miz, bilgi toplumu,
Çağdaşlaşma modernleşmede
Büyük devrimler yapmış;
Emsallerini geride bırakmak
Konusunda koşusunu,
Aralıksız sürdürmektedir...
...
Uzayda uydularımız,
F-16 savaş uçaklarımız,
İHA, SİHA’ larımız,
Helikopterlerimiz, kendi
Üretimimiz olan silahlarımız,
Dünyanın en iyi savaşan askerleriyle,
Dostlarımıza güven ve sevinç;
Düşmanlarımıza korku vermektedir...
...
Büyük Atatürk’ün söylediği gibi;
Bilgi toplumu olma yolunda,
Hepimizin, çok çalışması, çok üretmesi,
Kaçınılmazdır...
...
Yine Atamızın ifadesiyle;
Asla şüpheniz olmasın ki;
Yarının Türkiye’si bu günkünden,
Daha ileride, daha çağdaş
Daha güzel ve modern olacaktır...