Aşırı sağcı ve Ultra Ortodoks partilerle koalisyon oluşturan Netanyahu, Mecliste yarın yapılması beklenen güven oylaması öncesi hükümet programını sosyal medya hesabından açıkladı.
Programın başında, "Yahudilerin İsrail'in tüm topraklarında ayrıcalıklı ve sorgulanamaz yaşama hakkı olduğu" ifadesi yer aldı. Ardından, hükümetin, işgal altındaki Batı Şeria ve Golan Tepeleri dahil, Necef Çölü ve Celile bölgesinde Yahudi yerleşim yerleri kuracağı ve genişleteceği aktarıldı.
Doğu Kudüs uluslararası hukuka göre işgal altında sayılmasına rağmen İsrail'in kendi egemenliğinde kabul ettiği Kudüs'ün "statüsünün güçlendirilmesi" için çalışılmasına da hükümet programında yer verildi.
Programda, Mescid-i Aksa'nın durumuna ilişkin ise, "din ve devlet işlerinin ve kutsal mekanlardaki uygulamaların İsrail'de on yıllardır işleyen statükoya göre devam edeceği" ifade edildi.
İsrail'in Ürdün ile vardığı anlaşmalara göre, mevcut statükoda Mescid-i Aksa'da sadece Müslümanların ibadet etmesine, diğer dinlere mensup kişilerinse ziyaretine izin veriliyor. Ancak İsrail polisi denetiminde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudi yerleşimcilerin Aksa'da ibadet etmesine polis göz yumuyor.
İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında inşa ettiği Yahudi yerleşim yerleri, uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor. Uluslararası toplum bu konuyu barış görüşmelerinin önündeki en önemli engellerden biri olarak görüyor.
İsrail'de 1 Kasım'da yapılan erken genel seçimde Netanyahu'nun başını çektiği sağ blok, 120 sandalyeli Meclise 64 milletvekili göndererek açık bir zafer kazanmıştı. Netanyahu'nun aşırı sağcı ve Ultra Ortodoks partilerle kurduğu koalisyon hükümetinin yarın Meclisten güvenoyu almasına kesin gözüyle bakılıyor.