-Seyyah oldum şu âlemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu…
Kul Himmet üstat böyle diyor…
…
Peki, siz bu âlemde kendinize bir dost bulabildiniz mi?
Yanıtınızı merak ediyorum…
…
Bu soruya benim yanıtım ”EVET” tir…
-Neden böyle bir yanıt verdin diyenlere şunu söyleyebilirim;
Çünkü ben kendimden memnunum…
Doğduğum, yaşadığımın farkına vardığım andan itibaren;
Beden ve ruhumla barışık yaşadım…
Yani özümle çok iyi dost oldum;
Bunu formülü de şu;
Tam bir tiyatro sahnesi olan bu serüvende;
Her zaman her şeye, her olaya daima olumlu bakıp, düşünüp, aynı şekilde yaşamam benim felsefemdi…
Yani bardağın dolu tarafını;
Gülün dikensiz bölümünü görmeye özen gösterdim…
…
Ayrıca kendimi bildiğim andan itibaren;
Kin, nefret, kaygı, hüzün, karamsarlık olumsuz gibi duyguları yakınıma bile yaklaştırmadım, yaklaştırmam ve de yaklaştırmayacağım…
Başka bir ifadeyle;
Düşünce sistemimi pozitif duygularla kolayca yönetmeyi başardım;
Negatif duyguların beni köle yapmasına izin vermedim…
…
Son zamanlarda üstünde yoğunlaşarak düşündüğün konu;
İnsanlar arasındaki “ DOSTLUK ANLAYIŞI…”
Çünkü insanlık tarihi boyunca “DOST” sözü kişiler arasında kilit rolü oynadı oynamıştır, oynayacaktır…
Yaş alıp yaşlanmadıkça;
Bu soruyu daha net soruyorum;
Dost kimdir?
Gerçek ve sahte dostları birbirinden nasıl ayırt edebiliriz?
Dostsuz kalmak mı daha iyi dir;
Ya da sahte dedikoducu dostlarla iletişim kurmak daha mı üstündür?
İnsan dostsuz yaşayabilir mi?
İyi ya da kötü dostlar nasıl belirlenir?
Bu konudaki matematiksel ölçü nedir?
Ya da dost düşman olabilir mi?
Ömür boyu sürdürülebilen dostluk var mıdır?
Varsa bunun formülü nedir?
Ömrüm boyunca bu konu hep gündemimde oldu…
Ama yaş alıp hayat deneyimlerim arttıkça bu konu zihnimde daha çok yer tutmaya;
Artı daha da çok netleşmeye başladı…
Son birkaç aydır “DOST” konusunda yazılan metinler, makaleler, özdeyişleri tekrarlar okuyup çok dikkatle inceledim…
Temel olarak ortaya şunlar çıkıyor;
-Dünyada tek bir dostluk türü yok; inanılmaz ama insan sayısı kadar dostluk türü var…
Ama bunları kabaca birkaç başlık altında toplamak olası;
1-Tencere kaynadığı sürece devam eden dostluklar…
2-Ekmek su gibi ihtiyaç duyular dostluklar…
…
Çıkara dayanmayan hiçbir dostluk olmadığını gördüm…
Bilge bir insan da aynı şeyi söylüyor;
Diyor ki her türlü dostlukta bir karşılık vardır…
Dostluk konusunda bazı bilgiler şöyle;
-Bazı dostlar ağaç gibidir; uzakta ama bir şey vermesine ihtiyaç yoktur…
Orada güçlü şekilde durduğunu bilmek insana destek sağlar…
-İnsanlar bir kez karşılaştıklarında bile birbirlerini dost olarak benimseyebilirler…
-Bazı dostluklar şarap gibidir; içtiğinde zevk alırsın, zaman geçtikçe zevki artar; bu tür dostluk zevk üstünedir…
-Bazı dostluklar ilaç gibidir; sadece kötü günler için vardır; keyif vermez ama derdin olduğunda ortaya çıkar…
-Bazı dostlar hastalık gibidir; ortaya çıktığı anda sadece dert ve acı getirir…
Dost bildiğimiz kişiler farkında olarak ya da olmayarak dedikodu yapar…
Samimi şekilde yapılan konuşmalar ve uzun süren sohbetlerdeki sözcükleri cımbızlar…
O sözleri dostları birbirine küstürecek, aralarını kasıtlı ve bilinçli şekilde bozacak şekilde karşı tarafa ihbar ederler…
-Şu kişi senin söylediklerinle dalga geçti…
-Konuşmalarını ve düşüncelerini hiç beğenmiyor…
-Bazı cümleleri yanlış söylediğini herkese anlatıyor; seninle dalga geçiyor…
-Seni insanların gözünde itibarsızlaştırıyor…
-Senin evindeki eşyalarını kıskanıyor…
-Otomobilinin markasını beğenmiyor, burun kıvırıyor…
-Giysilerinin rengi ve ucuzluğuyla alay ediyor…
-Evinde yaptığın yemeklerin güzel olmadığının tüm mahalleye yayıyor…
-Senin için tam bir cahil, geri zekâlı, kıskanç, aptal diyor…
-Siyasi görüşünü, çağdışı buluyor; diğerlerine karşı görüşteki olanlara seni ihbar ediyor…
-Saç şeklini beğenmiyor, sokakta yürümeyi bilmiyor, salak diyor…
-Fazla kilolarınla dalga geçiyor…
-Yaşınla alay ediyor; bunamış diyor…
-Beni kıskanıyor, kendi çok başarısız diyor…
Bu sözleri siz söylememiş olsanız bile o bire bin katarak 50-60 yıllık dostluğunuzu anında bozuyor; sizi birbirinize can düşman haline getiriyor…
Eğer karşıdaki kişi akıllıysa;
-Ben bu dostumu tanıyorum, benimle ilgili böyle şeyler söylemez… Ama kendiyle bir görüşelim derse;
O kişi gerçektende sizin dostunuzdur…
Ayrıca
-Ben senin söylediklerine inanmam o benim ölünceye kadar dostumdur… Bir daha bu türlü dedikodularla bana gelme derse o sizin gerçek dostunuz demektir…
Ama kendine getirilen dedikoduya inanıp;
Size hakaret edici sözler söylemesini o kişiye bildiriyorsa; o kişi de gelip aynı küfürlerin üstüne bin tane yenilerini katarak iletiyorsa;
O iki kişi de sizin dostunuz değildir…
-Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun sözünü atalarımız ne güzel söylemişler…
Akıllı dostu olanlara ne mutlu;
Onların arasına kim girerse girsin;
Hangi çıkarları çakışırsa çakışsın;
Oturup beyin fırtınası yapıp anlaşabilirler…
Ben bir denememde şöyle demiştim;
-EDİNEBİLİRSE İNSANIN TEK DOSTU SADECE KENDİDİR…
…
Hz. Mevlana da zaten 800 yıl önce “DÜNYADA DOST YOKTUR DOSTUM” demişti…
…
Dostluk konusunda akıllı insanlar şunları söylemiş;…
…
- DOSTLARIMI AZALTTIM; BİRDE BAKTIM DÜŞMANLARIM DA AZALMIŞ…
-GERÇEK DOSTLAR YILDIZLAR GİBİDİR; KARANLIK ÇÖKÜNCE ORTAYA ÇIKARLAR…
-DOSTUM İÇİN ÖLÜRÜM BEN, ÖLEBİLECEK BİR DOST BULABİLİRSEM EĞER…
-ALLAHIM BENİ DOSTLARIMDAN KORU; KENDİMİ DÜŞMANLARIMA KARŞI BEN KORURUM…
-DOST DEDİĞİN AYAĞINI KAYDIRAN DEĞİL; KAYDIĞINDA SENİ YERDEN TUTUP KALDIRANDIR…
-GERÇEK DOSTLAR MENFAATLERİ BİTENE KADAR DEĞİL; YÜREKLERİ YETENE KADAR SİZİ SEVENLERDİR…
-İYİ İNSANLARLA DOST OLUNUZ; KÖTÜ KİMSEYLE ARKADAŞLIK ETMEKTENSE YALNIZ KALMAK DAHA ÜSTÜNDÜR…
-İKİ TÜR İYİ DOST VARDIR; DOĞMAYANLAR VE ÖLMÜŞ OLANLAR…
Sonuç olarak; aslında hayat serüveni çok ilginçtir…
İnsan son gününü tamamlamadan;
Dostlarımla çok güzel bir hayat sürdüm, çok mutlu oldum dememelidir…
Çünkü insanın bir günü diğerine uymaz, her an değişir…
Dünyanın en mutlu insanı küçük bir olay olur; en mutsuzu haline gelebilir…
Bu gün dostum dediğiniz kişi yarın karşınızdaki en azılı düşmanınız haline gelebilir…
KENDİNİZİ DOST EDİNDİYSENİZ; BAŞKA DOSTA DA GEREKSİNİMİNİZ KALMAYACAKTIR…
Telefon: 0532 268 05 48
E-Mail: info@kilithaber.com