Filistin Mitingi Fiyaskosu

Yaklaşık olarak bir hafta önce İHH Türkiye Genel Başkanı Bülent YILDIRIM İsrail ve Siyonist Batı Alemine tepki vermek amaçlı tüm Türkiye’den Adana’da bulunan Amerika’nın İncirlik Askeri Üssü önünde miting ve basın açıklamasına davet etti.

Buraya kadar her şey gerçekten çok güzel ve muazzamdı diyebiliriz. Keza İHH bırakın Türkiye’yi tüm dünyada gönüllerde yer edinmiş güvenirlilik konusunda deyim yerindeyse siyaset üstü bir Sivil Toplum Örgütü olma özelliği taşır.

Yine Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde düzenlenen Organizasyonlarda önceden hazırlık yapma ve görev paylaşımı konusunda ciddi bir tecrübeye sahip.

Bu nedenle tüm Türkiye’de önceden yapılan duyurular ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Sosyal Medya paylaşımları sayesinde hatırı sayılır bir kalabalık bekleniyordu.

Ben de her sorumlu bir Müslüman dahası İnsan olarak bu mitinge gitmek için yola koyuldum. Öyle ki 15 dakikalık mesafeyi Otobandaki araç yoğunluğundan dolayı ancak bir saatte gidebildim.

Adeta Türkiye’nin dört bir yanından insanlar sel olup akıyordu. Trafik Polislerine aynı zamanda İHH’NIN Gençlik ve Arama Kurtarma ekipleri yardımcı oluyordu. Bu sayede özellikle şehir dışından gelen misafirlerin Miting Alanına yönlendirilmesine katkı da bulunuyorlardı.

Uzun bir uğraştan sonra aracımı park edecek uygun bir yer buldum. Polisin aldığı bu önlem sayesinde miting alanına yaklaşık olarak 2 km bir mesafeyi yürüyerek kat etmek durumunda kaldım.

Bu durumdan rahatsız olmakla beraber Polisin ciddi önlemler alındığını düşünerek açıkçası bir taraftan da takdir ettim. Çünkü bu tür büyük programlarda her kesimden insanlar geldiği gibi provokasyon amaçlı gelen grupların da olması muhtemel bir durumdur.

Halbuki on binlerce insanı bu mitinge getiren sebep Filistin’de İsrail Terörüne ve soykırımına maruz kalan Mazlum Filistin Halkının sesi olmaktı. Bu Katliam Sağır ve Dilsiz kesilen Vahşi Batı’ya ses vermekti.

Ancak maalesef bu temennilerimiz beklentinin ötesine gidemedi. Henüz Basın Açıklaması şeklinde yapılacak olan Miting henüz başlamadan Provokatörlerin taş ve şişe ile yapmış olduğu saldırılara aynı şekilde polislerin arasından acemice atılan gaz fişekleri beraberinde ortalığın savaş alanına dönmesine sebep oldu.

Günlerce yapılan hazırlıklar ve ortaya konulan çaba dahası emek bir anda yerle yeksan oldu. Kimse kusura bakmasın ama bu konuda her iki tarafında belli oranda sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle İHH Genel Başkanı ve Teşkilatı böylesine büyük bir katılım beklemiyordu. Bunu nereden mi anlıyoruz. Böylesine büyük bir miting için ön hazırlıkların eksik olduğunu gözlemledim.

Başta sahne düzeni ve ses sistemi olmak üzere ciddi eksiklikler görüldü. Dahası Miting Alanı seçimi bence başlı başına bir fecaatti. Keza her gün Filistin’den gelen katliam görüntüleri karşısında acziyet gösteren bu milletin öfkesini kontrol edecek kadar gücü kalmadı.

Dokunsan patlayacak gibiler. Aslında bu durum hepimiz için geçerli. Çünkü tüm dünyanın gözü önünde soykırım maksadıyla vahşi bir katliam yapan İsrail Terörüne karşı kimsenin tahammülü kalmadı.

Emniyet bu durumda nasıl bir hazırlık yapmıştı. Bana göre Adana Emniyeti bu programda adeta sınıfta kaldı diyebilirim. Keza son bir ayda yapılan tüm protesto eylemlerinde bu tür provoke olayları ile karşılaşıldı. Bizzat Amerikan Konsolosluğu basın açıklamasında ve Ak Parti İl Binası önündeki eylemlerde ben bizzat tanık oldum.

Emniyet gibi ciddi ve sorumluluk sahibi bir kurumun bu iki olaydan gerekli ders ve tecrübeye sahip olması gerekirdi. Aslında olaylar göstere göstere geliyordu.

Bunu gören ve bilen Emniyet ve İstihbarat birimin bu süre zarfında gerekli önlemleri alması gerekiyordu. Ancak sadece miting alanına çok uzun mesafede yolu trafiğe kapatarak uzaklardan gelen özellikle yaşlı ve çocuklara eziyetten öte gidememişler.

Ezcümle buradan çıkarılması gereken ders ve sorumluluk nettir. Artık Allah aşkına Sivil Toplum Örgütleri bir nebze olsun Kurumsallaşma noktasında adım atsınlar.

Ben bu konuda Fisebilillah destek vermeye hazırım. Yanlış anlamayın sadece Tek Tip Üniforma giymekle ve teknolojik materyaller kullanmakla Kurumsallaşma olmaz. Tepeden tırnağa tüm organizasyonun eğitim ve danışmalık hizmeti alması bu işin ilk adımıdır.

Dost acı söyler dostlar!

Selam ve dua ile…