Emek nedir sizce, bir nihai sonuç elde etmek için gösterilen çaba mıdır, ya da bir menfaat için öngörülen bir araç mıdır?
Hayatımızda hiçbir şeyi hazır halde bulamayız, her şey belirli bir işleme dâhil olup bizlerin kullanımına sunuluyor.
Buna üretim araçları dengesi diyorum ben.
Ve bu denge aşınmaya başladığı zaman, sınıfsal ayrımlar ve o sınıfların herkesin bildiği üzere pastadan aldığı paylar ne yazık ki çok fazla açık aralık kalıyor.
Bir yaşamı devam ettirecek kadar çalışmak mı peki emek?
Yaşamak ne güzel şeydir, dört mevsim yedi iklim görmek bilmek ne güzeldir.
Emek nedir sizce, bütün bu güzelliklerin bir karşılığı olmak zorunda mıdır, hani bir betimleme vardır gül dalında güzel, bülbül Gül'ün yanında diyerek.
Hakkaniyete bakarsak her bir insanın eşidir kendisi, farkına varmadan kendimizle yaşıyoruz keyfe kader.
Ömür de bir emektir sizlere söyleyeyim. Hatta büyük bir emektir. Yuva kurmak ve o yuvayı ayakta tutmak da bir emektir. Allah'ın bizlere verdiği en güzel olan her şeydir, rabbin verdiği her şey güzeldir çünkü.
Ömür bir emek dedik ya, diyelim otuzlu yaslardayız ve koşuyoruz hayatta, hep ileriye daha ileriye koşuyoruz. Merak ediyorum ben kusura bakmayın, hiç dönüp bakıyor muyuz geriye, şöyle bir düşünüyor muyuz? Hayatımızda neler değişmiş, ne farklı hale gelmiş biliyor muyuz?
Geçen hafta bir hocamı ziyaret ettim, kendisi başarılı bir akademisyen, hocam dedim işlerin çok yoğun, çocuklar nasıllar geçen yıl bir kızın doğmuştu o nasıl diye sordum.
Hocam yanıma oturdu, gözlüğünü çıkardı, derin bir sessizlik oldu, bana döndü ve büyük oğlum Amerika’ya gitmiş, büyük kızım İngiltere'ye gitmiş eğitimleri için, küçük kızım da burada evde dedi.
Bu arada masada duran doçentlik tezine bakıyordu sürekli, sunumuna hazırlanıyordu.
Hocam kaç yıldır çocuklar yurt dışında dedim önce üç dedi sonra beş, sonrada hatırlamıyorum dedi. Evi arayıp sorayım dedi tam 7 yıl olmuş, yedi koca yıl.
Hocamla vedalaşıp yanından ayrıldım, ben giderken tezi bırakmış, gözlüğünün camlarını siliyordu.
Dedim ya ömür çok büyük bir emek, hele ölümsüz olmadığımızı düşünürsek, Hepimiz çok meşgulüz ve meşgulde olmaya devam edeceğiz, ya kendimiz için bir programımız var mıdır?
Düşünmeliyiz, daha görecek kaç yazımız kaldı biliyor muyuz?
Esen kalın, sevgiyle kalın