Bu ülkede belki de yolsuzluğun en FAZLA ve AŞİKÂR şekilde yapıldığı yerdir BELEDİYELER.
Nerdeyse ülke genelinde ki belediyelerin yüzde 90' nında hırsızlık mevcuttur.(Göreve gelen başkan ve bürokratların mal varlığı incelendiğinde ortaya çıkar)
Daha seçimler başlamadan belediye başkan adayı o il veya ilçeyle ilgili geleceğe yönelik projeleri analiz ederken,
Diğer taraftan da, imar rantı başta olmak üzere nereden nasıl çalacağına dair yardımcı yakın ekibinide oluşturur.
Velhasıl bir zaman sonra...
Sayıştay denetler, müfettişler denetler.
ama nafile.
Çünkü profesyonel hırsızlığın zirve yaptığı Belediyelerde, profesyonel Hırsızların herşeye uydurduğu kılıflar mevcuttur...
Bir şehrin geleceğini, imar rantlarıyla yok edip,
Şehir fakirleşirken, kendileri zenginleşen "abdestli-abdestsiz hırsızlardır" Bunlar.
Kendini dev aynasında gören cüce beyinler...
Depremzedeler için toplanan yardımlara göz dikecek kadar alçalan "çukur şuurlular"...
"Devletin malından bir hırka bile çalan savaşta ölse bile şehit sayılmaz" hadisinde
hırkayı çalmayıp, birlikte iş tuttukları müteahhit-burokrat ilişkileriyle Büyük paralar götüren gafillerdir.
Önsöz bitti, şimdi gelelim Sonsöze,
Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip edecektir.
Ya kuzgun leşe...
Bana göre bu şartlarda belediye başkanlığı seçimi gereksizdir.
Dolayısıyla belediyeyi valiliğe bağlar başına da vali yardımcısı atarsanız daha verimli olur.
En azından seçim bahanesiyle yolsuzlukların önüne geçilmiş olur.
