Gecikme

Aynalara küskün ömürleri konuşalım bugün, taşlı meyhanelerin o eşsiz ahenginde akıp giden hayatları konuşalım.

 Ne severdim ben, şimdilerde nostalji diye söylenen o taş plakları, ince belli bardakları.

 Ah güzelim eskiler, nasılda canlandı gözümde. Dalıp gidiyorum bazen, hani Dünya yansa dönüp bakmam diyorum.

 Bir yanım hep eksik kalıyor nedense, ellerim boşluğu sarıyor, gözlerimde ufak bir çiğ, sakallarıma süzülüyor.

 Plakta yine bizim şarkımız çalıyor, ne çok dinlerdik seninle.

" O mahur beste çalar müjganla biz ağlaşırdık.

Yine dökülüyor gözlerimden yaşlar bu sefer sensizim, tarifsizim. Dilimde alabildiğine isyanlar, kalbimde yaradır ardından yazdığım satırlar.

Ve aklıma Yusuf abim geliyor, o güzel sesini anımsıyorum ne diyordu,

O nasıl bir gidişti be, hani dev bir maden ocağını kökünden dinamitlersin ya aynen öyle.

Yahu diyorum kendi kendime, yeter bu ettiğin kendine. Bırak şu eskileri bak bir çevreye.

Derken Müzeyyen ablam sesleniyor plaktan benzemez kimse sana tavrına hayran olayım diyor. Ve düşüyor omuzlarım ufacık kalıyor bedenim.

Biraz daha yalnızlaşıyorum, ıssız bir adam oluyorum. Bırakıyorum kendimi ruhumu eritip saran gecenin matemine. Çok geçmiyor dalıyor gözlerim o mutlu geçen günlere.

Biraz peynirden alıyorum, masa altından ufak ufak götürüyorum. Sen hep kızardın biliyorum. Bende gizli gizli ufaktan götürüyorum.

Bir yıldız kayıyor bak orada, ne kadar da masum değil mi.

Hiçliğin en derinindeyim oysa, çırpındıkça batıyorum dünya boşluğuna.

Zeki abiyi hatırlamazsam olmaz, ne diyordu Zeki abimiz çoktan unuturdum ben seni çoktan, ah bu şarkıların gözü kör olsun.

Ne de güzel söylemiş abimiz, yine bam ediyor yüreğimin ustura kayışı. Ve başlıyor yeniden kalbimin hatıralarla savaşı.

Hava serin mi oldu ne, üşüdü bedenim, hatta ta içim. Anlaşıldı artık bu meret de ısıtmıyor artık, şişede durduğu gibi de durmuyor ha, gömüyor seni en sahte hayallerin yaldızlı parıltısına.

Düşüme bekliyorum seni, geleceksin değil mi? Bak yüreğimi toplamadım hiç, gelir toplarsın diye sen.

Ahmet abiye, Yusuf abiye, Müzeyyen ablaya, Zeki abiye ve o temiz yürekli gönül dostlarına selamlar olsun.

Eminim gelmeden önce sen göreceksin onları, bana anlatırsın olur mu, geldiğinde.

Ve kapıyorum gözlerimi gecikme.

Sevgiyle kalın