Kavcıoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Zor şartlarda kurulan ve Türkiye’nin önemli kurumlarından birisi olan Merkez Bankası için özen göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Güzide kurumlarımızın başında geliyor.
Bugünkü rezervler tartışılırken 2019-2018 yıllarına da bakılması lazım, o dönemin şartlarına dikkat etmek gerek.
Merkez Bankası bilançolarının 10 trilyon genişlediğini görüyoruz. 1929 buhranından sonra pandemi krizi dünyayı çok kötü şekilde etkiledi. Diğerlerinden ayıran şey bir altyapı vardı. 2020'deki kriz birden ortaya çıktı, insanların çözüm üretemediği, ülkelerin kapandığı, gelirlerin durduğu bir dönemi yaşandık. Çin'den ortaya çıkarak tüm dünyayı kasıp kavurdu.
2018'e geldiğimizde kur ataklarının bugünkü olayları görmemizde anlamlı olduğunu görüyorum. Türkiye bu süreci para ve mali politikalar açısından çok iyi yönetti.
2020 yılında dünyanın yaşadıkları, ülkelerin dışarıdan aldığı destekler, İtalya, İspanya, ABD, Yunanistan bu ülkelere bakın çok zor zamanlar geçirdi. Türkiye'de sosyal yardımlar ve sağlık yardımları çok ciddi düzeyde sağlandı. Tabi ki bir sıkıntı içinde geçirdik ancak yapılanları göz ardı edemeyiz. '128 milyar tartışması'na bu açıdan bakmak lazım. Merkez Bankası olarak belirlenen rakamlar nettir ve doğrudur.
2020 sonunda tüm taleplere cevap veren Türkiye, reel sektör ve bankacılık anlamında planlarını uyguladı. Türkiye’de rezerv 90’lı yıllardan sonra birikmeye başlıyor. Sermaye ve döviz girişlerinin artmasıyla.
Bu talebi karşılayabilmeniz için piyasada bir arz oluşmuyorsa bazı adımlar atmanız lazım. Gelemezse ne oluyor Merkez Bankası devreye giriyor. 2018'in Ağustos ayında kurun nerelere gittiğini, 2020'de nasıl olduğunu görüyoruz. 2,5 yıllık bir periyottaki kur atakları, dış politakadaki olaylar kurun belli bir seviyeye gelmesine senep oluyor. Süreci böyle değerlendirmek daha doğru olur.
2020 sonu itibarıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan 157 milyar dolara indi. Bu, rezervlerden ya da Merkez Bankası'nın yaptığı bu işlemlerden karşılandı. Sizin bu talepleri bir şekilde karşılamanız lazım. Karşılamazsanız, o zaman oluşacak şeylerle Türkiye yüzleşecektir, karşı karşıya kalacaktır.
O kadar çok yanlış bilgi var ki. Piyasa hacminin karşılanması 2017'de başlıyor. Televizyonlarda bunun 2019'da başlandığı söyleniyor. Merkez Bankası herhangi bir hukuki dayanağı olmayan hiçbir işlemi yapmaz. Protokol dahilinde işlemler yapıldı. 2020'de yapılmasının sebebi de pandemi şartları. Gizli yapıldığı iddiaları var. Peki siz bu rakamları nereden aldınız? Merkez Bankası'nın analitik bilançosunu en şeffaf açıklayan ülke Türkiye'dir, günlük olarak analitik bilanço açıklanır. Günlük veriler günlük yayınlandığı için gizlenen bir durum yok. Sonra da kimlere satıldı diye başladılar. Dünyada Merkez Bankası bireylere döviz satmıyor. Kafa karıştırmak için belirli rakamlarla insanlara algı operasyonu yapılıyor. Daha önceki yıllardaki döviz müdahalelerini niye sormadılar?Döviz talebi karşılanmasaydı ne olurdu? Merkez Bankası piyasaya bırakabilirdi. Hatırlayın 2000'de Merkez Bankası, 'Piyasaya para vermiyorum' dedi, sonuçlarını hepimiz hatırlıyoruz. Merkez Bankası piyasaya bıraksaydı o gün, bu kadar döviz talebini, piyasadaki faiz ve kuru... Televizyonlardan arkadaşları dinliyorum, söyledikleri şu; kur bir yere giderdi, oradan gelirdi. O iş öyle değil. Pandemi şartlarını dünyada göz ardı etmememiz gerekir. Bu taleplerin karşılanması için Merkez Bankası Hazine ile beraber oluşturulan protokoller dahilinde yapılan işlemler var.
(Birilerine ayrıcalıklı döviz satışı yapıldı iddiası) Böyle bir durum söz konusu değildir.
2020’de dünya buhranından daha büyük bir ekonomik kriz yaşandı. Tüm durumları o günkü arz ve talep dengesiyle konuşmak gerekiyor.
Bu konuların tartışılması gerçekten üzücü, sapla saman birbirine karıştırılıyor. Brüt rezervler hesap edilir. Bir şeylere ulaşmak için değişik hesaplara gitmeye gerek yok.
Merkez Bankası hiç iyi olmadığı kadar iyi durumda. Bizim önümüzdeki hedefimiz rezervlerimizi daha da güçlendirmek. Altın rezervlerimizi bir iki yıla kadar 80 tona çıkarmayı hedefliyoruz. Şu an 90 milyar dolar brüt rezervimiz var. Altın rezervlerimiz çok güçlüdür. Türkiye'de rezervlerin yapısı değişmiştir. Türkiye'nin yıllardır 120 ton olan altını bugün 720 tondur. Altın rezervimizin tümü Merkez Bankası'ndadır.
Merkez Bankası uzun süredir kar ediyor. 2018-2019-2020’de Merkez Bankası kar etmiştir. Türkiye’de hem rezervleri kalıcı hale getireceğiz hem de üretimi, ihracatı finanse eden bir sistemi daha iyi bir şekilde uygulayacağız.
Böyle bir para varmış gibi konuşuluyor. Halkı yanlış yönlendirmek doğru değil. Merkez Bankası en saygın kurumlardan bir tanesi.
128 milyar dolar gibi bir rakamı söyleyerek insanları zan altında bırakmak üzücü bir şey. Üzülüyoruz bunlara. Kendi aramızda da konuşuyoruz. Vatandaşımızın güveni sarsılmaz. Merkez Bankası’nda yıllarca çalışmış insanların bu iddialara taraf olması bizi üzüyor. Burada yanlış olmaz, söz konusu değil. Verilerini günlük açıklayan Merkez Bankası’nda nasıl yanlışlık olabilir? Hala bizim bir şeyler açıklamamız gerektiğini söyleyerek kamuoyunun güvenini sarsmak doğru değil.
Tasarruf açığı olan bir ülkeyiz ve cari açık veriyoruz. En büyük kırılganlığımız bu. Para ve kur politikasında daha sağlıklı ilerlemek istiyoruz. Para Politikası Kurulu olarak mevcut politikalara devam edeceğiz. Merkez Bankası Başkanı olarak piyasaya verdiğimiz sözü tutmaya devam edeceğiz.
Ben enflasyonu düşüreceğim diyorum. Bazı şeyleri çok dengeli götürmek lazım. Türkiye’nin hedefi yüzde 5 enflasyon. Bu hedefi tutturana kadar sıkılaşmaya devam edeceğiz. Bu işi reel sektör, hane halkı ve yurt dışı yatırımcının da taleplerini gözeterek dengeli götürmemiz gerekiyor.
Hassas bir konu, farklı bir boyuta doğru gidiyor. Altyapı, düzenleme ve kontrol mekanizması yok. Sadece yasaklayarak bu olayı çözemezsiniz. Bu platformlara aracılık eden kuruluşların altyapıları sağlam değil. Bankalar aracılığı ile ödeme yapabilirisiniz dedik. Düzenlemelerle ilgili çalışıyoruz. Para yerine kullanımını yasakladık. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinesinde kripto para düzenlemesi çalışılıyor.
Tanımı yok; varlık mı, mal mı? Birçok belirsiz soru işareti var. İki hafta içerisinde çalışmaların bir noktaya geleceğini tahmin ediyorum. Dünyada da örnek alabileceğiniz bir uygulama yok.
Çok ciddi bir kripto para trafiği var. Giden para geliyor mu belirsiz. Nereye gittiğini bilemiyoruz bu kripto paraların. Avrupa ve ABD’ye giden bir kripto akışı var. Biz bu konuyu birkaç hafta içerisinde; SPK, BDDK, Bakanlık kendi düzenlemelerini yapıyor.
Kripto dünyasıyla ilgili neler yapıldığını, düzenlemenin ne olduğunu bilmeyen kişiler var.
Türkiye çok güçlü bir ülke. Son yıllarda kendini kabul ettirdiği bir dış politika izliyor. Sahada oluşunun arkasında güçlü bir ekonomi, iktidar ve milletin olduğunu unutmayalım. Çeşitli sorunlarımız olabilir, üstesinden gelinir. Dış dünyadaki gücümüzü ekonomi ile de sürdürüyoruz.
Belirli rakamlarla Türkiye'yi yıpratmanın faydası yok. Dışarıdaki yatırımcı bu kavgadan faydalanıyor. Kur atakları daha fazla oluyor. Kim kaybediyor? Sokaktaki vatandaş, devlet kaybediyor.
Telefon: 0532 268 05 48
E-Mail: info@kilithaber.com